Bir Anne, Doğum Fotoğrafçısı ve Doula

Doğumlara olan ilgim, kendi doğumuma başladı. Çok yüksek bir yerden gözünüz kapalı atladığınızda, adrenalin hormonunun verdiği içinizdeki heyecan duygusu nasılsa, ben o duyguyla doğurdum...


Bu duyguyu yaşama limitimin iki ya da şanslıysam üçten fazla olmayacağını tahmin ederek, okuduğum fotoğraf ve tasarım işiyle nasıl birleştirebilirim arayışına girdim. Tam da o zamanlarda, yükselen bir trend olan doğum fotoğrafçılığına başladım.


Doğumda insanların yanında olabilmek, o ilk bakışlarını kadrajlamak, makineyi bırak, elimi tut diyenlerle takım olmak, 6 yıldır inanılmaz bir haz veriyordu.


Ne var ki yaklaşık yüz elli iki yüz doğumdan sonra, bir tek fotoğrafçı olarak o odada olmak bana yetmemeye başladı. Doğum sırasında okuduklarım ve şahit olduklarım üzerinden verdiğim destek, bana sıradan geliyordu, kesinlikle daha fazlasını yapmalıyım diye düşünerek Doula eğitimine katıldım.


Dopdolu bir yıl; benim gibi, kimseye ihtiyacım yok, her şeyi kendim yapabilirim diye düşünen birine, kadın desteğinin önemini, sıcaklığını, gerekliliğini hem öğretti, hem anlattı, hem de seve seve sindirtti.


Geçen hafta ortaokul arkadaşım aradı, hafif sancıları olduğunu, ikinci doğum olduğu için hemen hastaneye gitmek istediğini söyledi. Bir tek fotoğrafçı olmama gerek olmayan normal bir doğuma gittiğim için çok neşeliydim. Birlikte koridorlarda yürüdük, vermek istedikleri suni sancıyı almamak için el göz hareketleriyle anlaşıp doğal akışında ilerlemek konusunda direndik.


Aslında her şey onda bitiyordu; kendinden emin, desteğe açık, azimli bir annenin önünü, medikal şartlar bile kesemiyor; o vücudunu dinleyip neye ihtiyacı olduğuna kendisi karar veriyordu.


"Daha doğurmanıza belki 48 saat bile olabilir "diyenlerin aksine, "uyanın artık bebek geliyor " diyerek herkesi yönetti.


Sabah 5'te bebeğini kucağına aldığında, yüzünde beliren birçok hormondan, ben yine adrenalini görüyordum; o çok güçlü bir kadındı...


Yanında olduğum kadınların, Anneliğe doğmalarına şahit olduğum an'lardan birkaç dakika sonra, makinemi kolumun altına alıp kısa bir süre onları seyrederim; bu da benim bu işi yaptığım için kendime verdiğim hediyedir; içimden bu an'ı benle paylaştıkları için - ne sebeple olursa olsun - bana güvendikleri için, ne kadar şanslı olduğumu düşünürüm; annelerin gözlerinin içine bakar, harika bir mucize yarattıklarını, her şeyin yolunda olduğunu hatırlatırım; o sihirli ortamda bir yandan işimi yapıp bir yandan da anne olabilmenin değerini pekiştiririm…


Anne olan, olmak isteyen, anaçlığıyla etrafına ışık saçan herkesin anneler günü kutlu olsun! İyi ki varsınız.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.